Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

TİYATRO!


21.12.2025

    Dionysos’a ait olduğu kabul edilen bir sözü hep çok beğenmişimdir.

    Şöyle der:

    “Kimseyi sevmiyorum,  ama yalnızda canım sıkılıyor.”

     O da kim derseniz bilgi vereyim;

    Kısaca söylemek gerekirse antik Yunan tarihine göre şarap ve eğlencenin tanrısıdır.

    Yine antik Yunan tarihinin yazdığına göre zamanın ölümsüz tanrısı Zeus ve Girit kraliçesi Semele’nin oğludur.

    İki kere doğduğu da rivayet edilir.

    Daha önemlisi;

    İnsan adına, insana ait olan her şeyin hatta insanlık onurunun savunucusudur.                    Ve aynı zamanda baskıcı cinsiyetçiliğe karşı koymanın sembolü olarak da kabul edilir.

    Gelelim yine Dionysos’un o meşhur lafı “Kimseyi sevmiyorum, ama yalnız da canım sıkılıyor” lafına nerden takıldığıma.

    Kamuoyunun da bildiği gibi Mersin Milletvekilimiz Hasan Ufuk Çakır son dönemlerde milletvekili seçildiği partisi CHP ile sorunlar yaşadı.

    Önce ters düştü.

    Haliyle disiplin yolu göründü.

    O da partisinden istifa etti.

    Bunların hepsi bu ülkede olmuş, olabilecek işler.

    Sonra bir açıklama yapmış sayın Çakır.

    Sosyal medyada rastladım.

    Olay artık kamuya mal olduğu için olduğu gibi aşağıya alıyorum.

    **

    “Değerli Hemşehrilerim;

    Sizlerin feraseti ve teveccühü ile, muhafazakar ve mütedeyyin insanlarımızın sesi olmak, sizlere hizmetkâr olmak için bu yola çıkmıştım. Sizin bana olan güveninizle, girilmez denilen gönüllere girdik, başarılamaz denilenleri başardık.

Ancak gördüm ki; milletimizin kutsallarıyla barışamayanlar, manevi değerlerimizi hiçe sayıp mezar başında rakı içmeyi marifet bilenler, bizim inançlı duruşumuzu hazmedemediler. Benden, yanlışlarına susmamı ve BİAT ETMEMİ istediler.   Etmedim!

    Sırf boyun eğmediğim için, şahsıma “oto hırsızı” gibi alçakça bir iftira ile itibar suikastına giriştiler. Tekrar haykırıyorum: Eğer bu iftiranın zerresi doğruysa, kendimi meydanda yakarım! Bu çamur şahsıma değil, benim üzerimden sizlere atılmıştır.

    Beni ihraç sopasıyla tehdit edenlere cevabımı en net şekilde verdim:

    Benim rotamı kapalı kapılar ardındaki masalar değil, sadece milletim çizer!

    Onların beni ihraç etmelerine fırsat vermeden, o zihniyeti elimin tersiyle ittim ve İSTİFA ETTİM.

    Asıl yuvama, milletimin sinesine, BABA OCAĞINA DÖNDÜM.

    Takdir Yüce Milletimindir.”

    **

    Çakır’ın paylaşımı bu kadar.

    Özgür iradesidir.

    Eleştirebilir.

    Fikirlere, uygulamalara katılmayabilir.

    İstifada edebilir.

    Açıklama da yapabilir.

    Kendisine göre partisindeki yanlışları-doğruları kamuoyu ile paylaşabilir.

    Bir siyasetçi olarak hakkıdır.

    Ama;

    Paylaşımındaki bazı ifadelere katılmak mümkün değildir.

    Eleştiri olmaktan çok ötedir.

    Hatta rahatsız edicidir.

    İstenen ve alınan oyu veren seçmen kandırılmışmıdır ki, bu algı amaçlı yakışıksız eleştirilere muhatap edilmektedir?.

    Yoksa yine mi kandırılmaktadır?.

    Ve:

    Kim kandırmıştır, kandırmaktadır?.

    Kandıran siyasiler adına seçmenden özür dilemek yerine bağırıp, çağırıp üste çıkmak tiyatrosu bu ülke vatandaşının kaderimidir?.

   Oy vermekten başka bir eylemi bulunmayan seçmenleri bu dengesizliğin neresine koyacağımızı ben bulamadım.

    Diyebileceğim; sen bu işin başını sonunu düşünmedinmidir.

    Rahmetli Süleyman Demirel’den bir anekdotla bitireyim, o zaman.

    “Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da. Binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.”

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “NE CİN GÖR, NE SELAVAT GETİR!..”

ARŞİV YAZILAR