Yerel gazetelerimizin spor sayfalarına göz atıyorum.
Göz atıyorum ki;
Akdeniz’in incisi, gönüllerin birincisi Mersin’imizin sportif durumu hakkında bilgileneyim.
Hem özüme sabah sporu olur, hem de yeşil sahalarda durum ne, parkelerde neler oluyor öğreneyim fikrinden gidiyorum.
İlk gazetemiz “MSK evinde darbe aldı” başlığı ile çıkmış.
Bu önemli haberin hemen altına “Süper Maraton” başlıklı devasa bir manşet daha koymuş gazetemiz.
Bizim Beyefendi’nin spora olan katkısını anlıyoruz bu haberden.
İkinci gazetemizin başlığı yine basketbol üzerine;
“MSK paraşütsüz inişe geçti.”
Haberin alt başlığında verilen bilgiden MSK nam bu kulübün renklerinin sarı-siyah olduğunu öğreniyoruz.
Üçüncü gazetemizin manşeti de aynı kulüp; yani MSK üzerine;
“Gelen vuruyor, giden vuruyor.”
Uvertür haberlerle sayfa tamamlanmış.
Son gazetemiz Bölgesel amatör ligde yer alan (BAL) takımlarımızı manşete taşımış.
Ama;
MSK onlarda da yan manşet olarak yer almış.
Ne yazmışlar;
“MSK Esenler’e evinde mağlup oldu.”
Spordaki hallerimizin özeti bu.
MSK üzerine kurulu bir gündem.
Araya bazen de ÇBK giriyor.
O da basketbol üzerine.
Birkaç spor muhabiri sayesinde arada bir BAL ligindeki temsilcilerimizin sesini duyuyoruz.
Gerisi hikaye.
Bir gerçek var yalnız.
Bu iki basketbol takımımız bir türlü kent sporuna entegre edilemedi.
Neden kuruldular.
Kimler kurdu.
Etleri nedir, butları nedir.
Hedefleri nedir.
Hesapları, kitapları nedir.
Yeterli bilgi yok.
Seyircileri de yok.
İstikrarları da yok.
Bu durumda her maçta sürpriz sonuçlar almalarına şaşırmıyor artık kimse.
Bir türlü Mersin takımı ceketini giyemediler.
Ne giyseler üzerlerinde durmuyor, dökülüyor sanki.
Duracak gibi de görünmüyorlar.
Mersin ile kurabildiğimiz tek bağlantı birinin adının önüne konulan bir şirketin ismidir.
Diğerinin tek bağlantısı ise maçlardan önce B Ş. Belediyesinden telefonlara gelen maça davet mesajlarıdır.
Bu takımların sorumlularının veya sponsorlarının bir an önce nerede hata yaptıklarını sorgulamaları gerekiyor bana göre.
Sonuca gelirsek;
İki kulübü toplasak kent değeri, markası olarak bir Mersin İdman Yurdu etmiyorlar.
Peki;
MİY nerede?.
Yersiz, yurtsuz, sahipsiz, can çekişiyor.
Aldığımız duyumlara göre devre arasında da cenazesi kaldırılacak.
Oysa;
MİY, Mersin’in tek ve gerçek markasıdır.
Korumak hepimizin, her Mersinli’nin vicdan borcudur.
Ve:
Bir basketbolcu parası ile ayağa kaldırılabilecekken neden ölümüne göz yumulduğu sorgulanmalıdır.
Kimlerin göz yumduğu da.
Nedir bu basketbol aşkı kardeşim!.
**
Sevdiğim Laflar:
“MERAK ETMEK SAĞLIKTIR!...”
ARŞİV YAZILAR