Bugünler yarınlar için vardır.
Bugünü yaşarken yarınların hesabını kitabını yaparsın, planlarını ona göre geliştirirsin.
Kişiler içinde böyledir.
Kurumlar içinde.
Siyaset içinde.
Kişi özgürdür.
Planlamayı boş verebilir.
Kafasına göre takılabilir.
Hele bir yarın olsun bakalım diyebilir.
Sonucu kendisini ırgalar çünkü.
Ama kurumlar, kuruluşlar öyle değildir.
Bir yerlere, bir şeylere karşı sorumludurlar.
Kafanın estiği yere gidemez, canının çektiğinin kuyruğuna takılamazlar.
Siyasi partiler için olmazsa olmazdır yarınlar ve yarınların planlanması.
Sorumluluk, planlama, öngörü, ideoloji, hedef, hedefe ulaşmanın yolları, ödenecek bedeller, o bedellerin karşılığı.
Hesap ister.
Planlama ister.
Vizyon ister.
Adım adım.
Metre, metre.
Yol bulunur, yolcu bulunur.
Ekleye, ekleye.
Çoğala, çoğala.
Ortaklaşa ortaklaşa.
Bugünün kıymetini bilirsen.
Dersini alırsan.
Yarınların dersini bugünden çalışmaya başlarsan.
Yolda bulursun.
Yolda açarsın.
Ama;
Paldır, küldür olmaz.
Hesapsız, kitapsız, öngörüsüz, vizyonsuz, akılsız olmaz.
Ortak akıl.
Ortak irade.
Ortak hedef.
Arkasından değil.
Beraber yürünecek yol arkadaşları.
Gönüllü.
Dürüst.
Dayatmasız.
İpoteksiz.
Hüllesiz.
İhanetsiz.
Çıkarsız.
Egosuz.
Demem o ki;
Şimdi bakıyoruz gelinen, getirilen, getirildiğimiz noktaya ki;
Eyvah eyvah!..
Kuyu derin.
İp kısa.
Akıl eksik.
Niyet özürlü.
Şark kurnazı beyinlerin kafasının içindeki tilkilerin kuyrukları birbirine dolandıkça dolanmış.
Yani;
Kişiye özel örtülü kayyumlukla buraya kadar kardeşim.
Eeee.
Verdiler gazı, verdiler gazı dolmuşa bindirdiler bizi.
Çık çıkabilirsen şimdi!.
Bize de müstahaktır gari.
**
Sevdiğim Laflar:
“EMMİM, DAYIM; HEPSİNDEN ALDIM PAYIM...”
ARŞİV YAZILAR