Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

KROM SESSİZLİĞİ!...


3.06.2025

    Mersin!in en güzel yerlerinden birine, Gözne’nin tepesine, üç köyün ortasına açılmak istenen Krom Ocağı’nı yazdım geçen hafta.

    Yaşayacağımız olumsuzluklara değindim kısaca.

    Ve şöyle bitirdim yazımı;

     **

    Önce bir görelim istiyorum.

    Kimin sesi çıkacak bu şehirde.

    Kim, kimler ayağa kalkacak.

    Kimler kör, sağır, dilsiz kesilecek.

    Her zaman olduğu gibi  yine sessiz, sessiz sineye çekmemiz için kimler, hangi kurumlar, belediyeler, STK’lar aparat olacak.

    Görelim!...

    **

    Bir hafta geçti.

    Bahsettiğim kurumlardan, o kurumların yöneticilerinden ses çıktığını gördünüz  veya duydunuz mu?.

    En irisinden, en zayıfına ses yok, görüntü yok, iki satır açıklama yok.

    Sanırsınız ya ölmüşler, ya da ölü taklidi yapıyorlar.

    Çevreciler suskun.

    Vatandaş habersiz.

    Haberciler ilgisiz.

    Hep söylediğim gibi;

    Mersinliler Mersinli gibi değil,  devre mülk kiracısı gibi yaşar bu topraklarda.

    O yüzdendir Mersin’e sahip çıkmayışı; ev sahibi gibi değil de, misafir gibi kapıya yakın oturuşu. 

    Demem o ki adımızın “sahipsiz” Mersin’e çıkışının birinci sebebi ahalimizdir, bizim bizden başka çekemeyenimiz veya rakibimiz yoktur.

    Mersin yansa umurumuzda olmaz.

    Birileri gelse de söndürse diye şikayetleniriz oturduğumuz yerde.

    Gözünde küçültenlere veya bilmeyenlere bilgi olsun diyerek bir daha yazayım krom ocağı meselesini.

    Umut kesilmez ya;

    Belki bir ilgilenen çıkar.

    Mersin’i bekleyen manzara şu;

    383 Hektarlık bir arazi kullanılacak.

    8 Stok alanı öngörülüyor.

    3 Bitkisel toprak alanı.

    3 İşe yaramaz atıkların depolanacağı pasa alanı.

    Tesis ve stok alanı.

    Şantiye alanı.

    3 Galeri.

    O üç galeriden yıllık 45 bin ton üretim hedefleniyor.

    Anladığımız kadarıyla cevher ayrıştırıldıktan sonra kalan pasa ise tarım ve orman alanı olarak nitelendirilen alanda depolanacak.

    Projede istihdam edilecek kişi sayısı ise sadece yirmi.

    Bunlar kağıt üstünde kalan teknik bilgiler.

    İlk etapta, yani üretim başladığında yaşanacak olumsuzlukları daha önceki yazımda dile getirmiştim.

    Üretim sonrasında yaşanacak olumsuzlukları yazmak için yine yerim kalmadı ne yazık ki.

    Bayram sonrası konuya devam etmek istiyorum.

    Yine umuyorum ki;

    Meselenin ciddiyetini fark eden birileri de çıkar belki bu arada.

    Hep beraber tartışabiliriz.

    Yani;

    Bir bayram arası verelim.

    HERKESE İYİ BAYRAMLAR..

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “SABIR ACIDIR, MEYVESİ TATLIDIR!...”

   

ARŞİV YAZILAR