Mersin Limanı’nda İsrail’e karşı nöbet başladı

2 Mayıs 2025 Cuma 14:40

ABD’den yola çıkan ve Gazze halkının üzerine ölüm kusan F-35 savaş uçaklarının parçalarını İsrail’e taşıyan “Maersk Detroit” gemisinin önümüzdeki günlerde Mersin’e demir atması bekleniyor. Mersin’de protesto gösterileri yapılırken bazı vatandaşlar liman önünde nöbet eylemi başlattı.

Haber Merkezi

 

ABD’den yola çıkan ve Gazze halkının üzerine ölüm kusan F-35 savaş uçaklarının parçalarını İsrail’e taşıyan “Maersk Detroit” gemisinin önümüzdeki günlerde Mersin’e demir atması bekleniyor. Mersin’de protesto gösterileri yapılırken, limanlarının siyonist faaliyetlere kapatılmasını isteyen bazı vatandaşlar, Mersin Limanı'nda nöbet tutuyor. Güvenlik güçlerinin müdahalelerine de maruz kalan vatandaşlar, Filistin’in dostu olduğunu iddia eden iktidardan bu konuda bir açıklama bekliyor.

Protesto gösterisinde konuşan Şükrü Hüseyinoğlu, "Bütün İslami kesimlerin, İslami vakıf, derneklerin burada toplanması lazım" dedi.

 

KONU MECLİS’E DE TAŞINDI

Öte yandan İsrail’e F-35 parçaları taşıyan geminin Türkiye limanlarını kullanması TBMM’de de gündeme geldi.

Emek Partisi Milletvekilleri İskender Bayhan ve Sevda Karaca, ABD yapımı F-35 savaş uçağı parçalarını taşıyan Nexoe Maersk adlı kargo gemisinin 28 Nisan’da Mersin Limanı’na uğrayacak olmasına tepki göstererek, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi sundu.

Milletvekilleri, geminin Lockheed Martin tesislerinden aldığı parçaların, Gazze’yi bombalayan Nevatim Hava Üssü’ne gönderildiğine dair bilgiler kamuoyuna yansımışken, Türkiye limanlarının bu sevkiyata açılmasını eleştirdi.

 

BU SORULAR YANIT BEKLİYOR

Milletvekilleri, Fidan’a şu soruları yöneltti: “F-35 parçalarını taşıyan Nexoe Maersk’in Mersin Limanı’na girmesine neden izin verildi? Bu sevkiyatın durdurulması için hangi adımlar atıldı?

Nexoe Maersk'e dair “soykırıma ortaklık” tepkilerine rağmen neden sessiz kalındı? Bilgiler kamuoyundan neden gizleniyor?

11 Kasım’da Mersin’e gelen Mario A adlı gemiyle ilgili denetim veya yaptırım uygulandı mı? Uygulanmadıysa, bu durum silah ambargosu çağrılarıyla nasıl bağdaşıyor?

ABD ile stratejik askeri ortaklık sürerken, Filistin halkına nasıl “gerçek dostuz” denilebiliyor?

Hükümet ABD’yi İsrail’in suç ortağı olarak gösterirken, neden İncirlik Üssü’ne dokunmuyor? Neden bu üsse karşı çıkan halkın karşısına polis çıkarılıyor?

İsveç’in NATO üyeliğine verilen onay ve ardından gelen F-16 satış süreci, hükümetin Filistin yerine emperyalist devletlerin savaş planlarını öncelediğini göstermiyor mu?

Erdoğan’ın 11 Nisan 2025’te ‘İsrail terör devletidir’ demesine rağmen İsrail’le ilişkilerin sürmesi, bağımsız dış politika iddialarıyla nasıl açıklanabilir?”