“Haramın binası olmaz.”
Özgül ağırlığı oldukça yüksek bir laftır ve çok yaygın olarak kullanılır bizim ellerde.
Aslında ironidir.
Gönülden geçendir.
Niyet okumadır.
Uyarıdır.
Günümüzün gerçeklerine ise uymaz.
Yeni mottomuz haramsız bina olmazdır.
Belediye meclislerimizin hepsine bir bakın; temel çatışma veya uzlaşma yaşanılan konuların başında imar gelir.
“Haramın binası” anlamının değişim geçirmiş hali ranttır günümüzde.
Basitçe anlatırsak;
İmar=Ranttır.
İmara konu madde üzerinde uzlaşma varsa paylaşımda sorun yaşanmamış diye niyet okuyabiliriz.
Söz konusu madde üzerinde uzlaşma yoksa; paylaşım sağlanamamış anlamını yükleyebiliriz.
Benimkisi naçizane genellemedir.
Farklı senaryolarda uygulanabilir, hiç birimizin ruhu bile duymayabilir bu imar işlerinde.
Temel mantık “kazan kazan” yaklaşımıdır.
Dikili ağacı, üzerine basacağı toprağı olmayan vatandaş hariç herkes kazanır bu acımasız kapitalist düzende.
Konuyu Mersin’e indirgersek;
Mersin tarihinin en önemli imar planlama dönemlerini yaşadık, yaşıyoruz son dört yıldır.
Özellikle büyükşehir meclislerinde yaşananlara bakarsak; ibret verici, utandırıcı sahnelere de şahit olduk.
Adını koyalım derseniz;
Rant doruğa ermiş, başına da kuşlar konmuş derim.
Kimler yaptı.
Kimler izin verdi.
Kimler göz yumdu.
Kimlerin zamanında oldu bittiye getirildi demeyin bana.
Zabıtlarda kayıtlı hepsi.
Tarihe geçti.
Ama ders hala devam ediyor.
İmarın arkasına belediye mallarını satmayı eklediler.
Normalleştirdiler.
Yiyelim-içelim-eğlenelim belediyeciliğinin faturasını yine halkın mallarını satarak ödüyorlar.
Sorsanız kartvizitlerinde belediye başkanı yazıyor.
Yandan yandan girdiler mevzuya.
Meşrulaştırdılar.
Normalleştirdiler.
Tencere tencere yiyorlar.
Bocit, bocit içiyorlar.
Yandaşı, yoldaşı, akrabayı bol kepçe besliyorlar.
Sonra;
Hesabı şehre ödetiyorlar.
Sana.
Bana.
Bize.
Kendi adıma söylüyorum;
Hiç biri zoruma gitmiyor da.
Alkışlayanlar var ya, hani o yandaşlar, yoldaşlar.
Sayıları habire artıyor.
Dersüstü, muradüstü yaşayıp gidiyorlar.
Ona takılıp, sıkılıyorum.
**
SEVDİĞİM LAFLAR:
“EĞER BİR ÜLKEDE CÜCELERİN GÖLGELERİ UZAMAYA BAŞLAMIŞSA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.”
ARŞİV YAZILAR