Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

PATRON NE DERSE O!...


21.10.2025

CHP Mersin’de ilçe kongrelerinin ardından il kongresini de tamamlayarak süreci bitirdi.

    Birkaç ilçe dışında gürültüsüz patırtısız bir süreç yaşandı.

    Birileri yine bana kızacak ama; Beyefendi’nin patronajlığında yapılanmasını tamamladı dersek çıplak gerçeği söylemiş oluruz.

    Yani;

    Patronların partisi oldu.

    Sisteme iyice yerleşti, yerleştirildi.

    Benim için parti bu değişime uydurulurken “Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi” mottosunun sürekli ve algı amaçlı kullanılması dışında rahatsız edici bir durum yok.

    Alsınlar atlarını canları istediği gibi binsinler.

    Durumdan rahatsız olan, özellikle sosyal medyada feryat figan paylaşımlar yapanlaradır sözüm.

    Bugün geldiğimiz noktayı çok daha önceden yazmıştım zaten.

    O günlerde sesi çıkmayanlara tavsiyem bir miktar kına ile durumu sineye çekmeleri yönündedir.

    Merak edenler o yazımı bir daha okusunlar.

    Bugün yüzleştikleri gerçek kafalarına dank eder belki.

        **

    “BEYEFENDİ’NİN MEVSİMİDİR!...

    Beyefendi’nin belediyesinin Mayıs ayı meclis toplantılarını bitirdik.

    Önümüzdeki beş yılın nasıl olacağını, nasıl yürüyeceğini de net olarak görme fırsatı verdi bu toplantılar.

    Beyefendi’nin “tek adam” dönemi olacak gelecek yıllar.

    Kısaca;

    Ne istediyse aldı da diyebiliriz;

    CHP destekli meclis ne istediyse verdi de.

    Tıkır, tıkır çalışacak, paylaşımcı ve insan odaklı bir sistem yerine her işi kendisinin yapacağı, her kararı kendisinin vereceği tek kişilik bir sisteme geçiş yaptı.

    Bundan sonrası Bizim Beyefendi’ye ve keyfinin kahyasına kalmıştır artık.

    Alır, satar.

    Açar, kapar.

    Belediye’de, Mersin’de artık Beyefendi’nindir.

    Hesap verme huyu zaten yoktu.

    Hesap soracak kimse de yok artık.

    CHP’nin sorgusuz, sualsiz desteği sayesinde dikensiz gül bahçesi yaratıldı sonunda.

    Eş, dost, akraba, komşu, komşunun çocuğu, mahalleden tanıdık kim varsa yanına alabilir, belediyesinin anahtarını verip Özgür Özel’e “sen de kimsin” mesajı gönderebilir.

    Peşin söyleyeyim; bu saatten sonra başta Beyefendi’yi destekleyen CHP’liler olmak üzere hiç kimsenin eleştirmeye, ağlayıp, sızlamaya, söz söylemeye hakkı da yoktur, haddi de.

    Seçimlerden çok daha önce yazmış, uyarmıştım.

    “Bugün yaşananlara  itiraz edemeyenler, yarın siyaset yapacak alan bulamayacaklar” diye.

    Dediğim noktadayız bugün.

    Yani bu saatten sonra Mersin vilayetinde CHP’liler başta olmak üzere hiç kimse Beyefendi’nin onayını almadan değil üst düzey siyaset yapmak; kendi mahallesine delege bile olamaz.

    İsterse kuyruklusundan bir piyanoda meclise koyar, meclis üyelerinin zihnini açıp, kafasına göre güzelleştirir.

    İşin trajikomik yanı tek adam sistemini kıyasıya eleştirip iktidara gelince tek adamlığa soyunanların halleridir.

    Ve gariptir;

    Kimsenin derdi de değildir.

    “CHP’nin, AKP’leşmesi” şimdi kulağınıza nasıl gelir bilmem ama; önümüzdeki dönemlerin sıkça tartışılacak bir olgusu olarak karşımıza çıkacağını rahatça söyleyebilirim.

    Öte yandan bir ihtimal daha olabilir.

    Belli olmaz; belki Beyefendi’nin tek adamlığı demokratlığından daha iyi de çıkabilir.

    Umut fakirin ekmeği hesabı yaşayıp göreceğiz.

    İç sesim; “boş ver, işin tadını çıkartmayı dene” diyor özüme

    Benden de “yetmez ama evet” o zaman.

    **

    Sevdiğim laflar:

    “VARDIĞIN YER KÖRÜNSE, SENDE GÖZLERİNİ KAPA!..”

 

ARŞİV YAZILAR