Bir zamanlar mis kokan narenciye bahçeleri ile yemyeşil bir Mersin vardı.
Zeytinlikler ve çeşit çeşit meyve bahçeleri süslerdi bu kenti.
Şimdi o güzelim bahçelerin yerini beton yığınları aldı.
Şehirleşme adına hemen her yeşil alana bina dikildi bu kentte.
Hala da bahçeler bozulup çok katlı siteler konduruluyor her yere.
Beton mezarlığına döndü Mersin!
Yeşil fakiri bir kent oldu Mersin!
***
Hançeri saplamış güzelim kentin böğrüne etkili ve de yetkililerimiz; kanırta kanırta çeviriyor da çeviriyor.
En ufak bir yeşil alan kalmayana kadar da durmayacaklar besbelli!
Tepeden bakın Mersin’e..
Gördüğünüz manzara, beton yığını bir kent.
Deniz mahzun ben mahzun..
Ağlarız yitip giden yeşile..
***
Koca kentte elimizde kala kala üç yeşil alan kaldı.
Biri ünlü mezarlığımız.
Diğeri sahilde Kültür Park.
Üçüncüsü de yine sahilde Atatürk Parkı.
Özellikle Kültür Park çok daha yeşil olabilir.
Birçok noktasına İsrail Kauçuğu, ıhlamur gibi gölgesinde nefes alabileceğimiz ağaçlar dikilebilir.
Oysa gezdiğim diğer kentlerde her yer yemyeşil.
Caddeler, sokaklar, apartman ve site bahçeleri koca koca ağaçlarla bezenmiş.
Çok geniş, içinden dere akan parklara hayran olmamak elde değil!
Özellikle caddeler öyle güzel yeşillendirilmiş ki; yaya ya da araçla bu caddelerde yol almak insanın içini açıyor.
Gittiğim kentlerde gördüğüm bu manzaraya baktıkça canım Mersin’ime üzülüyorum.
İçim kanıyor resmen..
***
Mersin neden başaramıyor ‘yeşil bir kent’ olmayı?
Çok mu zor?
Caddelerde, sokaklarda kaldırımlara belli aralıklarla fidan dikmek çok mu maliyetli?
Bütçede delik mi açar?
Orman Bölge Müdürlüğünün ve belediyelerin fidanlıklarında binlerce fidan üretiliyor.
Bu fidanlarla caddeleri, sokakları bezemek neden akıllara gelmiyor?
Akıllara geliyorsa da neden yapılmıyor?
Neden kimse buna bir el atmıyor?
Neden kimse yemyeşil bir Mersin istemiyor?
***
Mersin’i yeşillendirmek mümkün.
Hem de çok kolay..
Caddelere, sokaklara, apartman ve site bahçelerine dikilecek fidanlarla yemyeşil bir kentimiz olur.
Mersin’e, etkili ve yetkililere çağrımdır:
Gelin ‘Yeşil Mersin Seferberliği’ başlatalım.
Valilik koordinesinde tüm belediyeler kendi yetki alanlarında cadde ve sokakları fidanlarla bezesin.
Fidanların bakımı ve koruması da halka verilsin.
Hatta çocuklar bu fidanları sahiplensin.
Bu adımı atmak hiç de zor değil!
Hep birlikte el ele verirsek 3-5 yıla kadar yemyeşil bir Mersin’imiz olmaz mı?
Bence olur.
Hem de çok güzel olur!..
ARŞİV YAZILAR