İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü, “Türkiye’nin Değişen Seçmen Haritası” ile ülkedeki seçmen haritasının son 4 seçimde nasıl değiştiğini analiz etti. Haritaya göre DEM Parti Mersin’de 2018 -2019 seçimlerinde daralma yaşadı.
HEDİYE EROĞLU
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IstanPol) “Türkiye'nin Değişen Seçmen Haritası” adlı raporunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Enstitüsü, 2018-2023 genel ve 2019-2024 yerel olmak üzere son dört seçim sonrası yaşanan sosyokonomik ve siyasi dönüşümü ilçeler düzeyinde analiz etti.
Araştırma sonucunda, Türkiye’de uzun süredir devam eden ekonomik eşitsizliklerin artık siyasal rekabetin önemli bir belirleyicisi haline geldiğini, parti tabanlarının sınıfsal hatlar boyunca yeniden hizalandığını ve özellikle 2023-2024 döneminde yeni bir siyasal merkezileşme eğilimi gösterdiği kaydedildi.
MERSİN SEÇİM ANALİZİNDE ÖNE ÇIKAN İLLERDEN
Raporun, ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi ile seçmen tercihleri arasındaki ilişki, farklı seçim dönemleri ve ittifaklar bağlamında ki kısmında Mersin öne çıktı.
Analizde, ilçe SEGE-2017 sonuçları; 24 Haziran 2018 Genel Seçimleri ile 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sonuçlarıyla birlikte değerlendirilirken bu değerlendirme, Millet İttifakı, Cumhur İttifakı ve HDP (sonrasında YSP ve DEM Parti) özelinde; ayrıca ittifaklar arası ve ittifak içi karşılaştırmalar şeklinde yapıldı.
Benzer şekilde, ilçe SEGE-2022 ve ilçe SES-2023 verileri kullanılarak, 14 Mayıs 2023 Genel Seçim ile 31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçları da analiz edilirken 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Millet İttifakı yer almadığı için analizde yalnızca CHP’nin seçim performansı dikkate alındı.
HDP DESTEĞİ MERSİN’DE CHP İÇİN BELİRLEYİCİ OLDU
“2018 Genel ve 2019 Yerel Seçimleri: Siyasal Arka Plan ve Seçmen Davranışına Etkileri” başlıklı bölümde, “Seçimler, Nisan 2018 sonunda alınan ani kararla 24
Haziran 2018’e çekilmiştir. Muhalefet partileri, bu kararı, ekonomik göstergelerin henüz tam anlamıyla kötüleşmediği bir dönemde seçime gidilerek hükümetin avantaj elde etmeyi hedeflediği bir ‘baskın seçim’ olarak eleştirmiştir.
2019 Yerel Seçimleri ise genel seçimlerden yalnızca dokuz ay sonra, 31 Mart’ta gerçekleştirilmiştir. CHP ve İYİ Parti, 2018’deki Genel Seçim kaybına rağmen, özellikle büyükşehirlerde iktidar karşıtı bir oy blokunun oluşabileceği inancıyla Millet İttifakı’nı sürdürmüş, HDP ise ülkenin batısındaki seçim çevrelerinin büyük çoğunluğunda aday çıkarmayarak CHP’li adayları destekleme kararı almıştır. Bu destek özellikle İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi kritik metropollerde belirleyici rol oynamıştır. Seçimleri, ittifak siyasetinin yerel ölçekte kurumsallaşmasını pekiştirmiş ve muhalefete uzun yıllar sonra büyükşehirlerde önemli kazanımlar sağlamıştır” denildi.
DEM PARTİ MERSİN’DE DARALMA YAŞADI
Ayrıca raporda; 2018 ve 2019 seçimleri sonuçları birlikte değerlendirilerek sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerinin oy tercihlerine yansımaları da ele alındı.
Bu bölümde ise Mersin şu ifadelerle rapora konu oldu; “DEM Parti’nin oy oranlarının mekânsal dağılımını gösteren harita, partinin oylarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde, özellikle düşük sosyoekonomik kademelerde (kademe 5–6) yoğunlaştığını göstermektedir. Harita, partinin bölgesel temsiliyetini koruduğunu, ancak İstanbul, İzmir ve Mersin gibi batı metropollerinde 2024 Yerel Seçimleri özelinde seçmen desteğinde bir daralma yaşandığını ortaya koymaktadır.
Bunlara ek olarak, CHP ve DEM Parti arasında ‘Kent Uzlaşısı’ adı verilen işbirliği kapsamında DEM Parti bazı seçim bölgelerinde aday çıkarmamış ve CHP’li adayları desteklemiştir. Bu stratejik oy eğilimini güçlendiren bir diğer faktör ise CHP’li mevcut belediye başkanları ve adayların Kürt seçmenler için dışlayıcı olmayan, kapsayıcı yerel politika pratiklerini sergilemeleri, kampanyalarını da bu doğrultuda şekillendirmeleri ve sosyal belediyecilik söylemiyle ekonomik sıkışmayı hafifletme vaadini öne çıkarmalarıdır.
DEM Parti’nin bazı metropollerde aday çıkarmasına rağmen yaptığı kampanya tercihleri de parti seçmeninin stratejik oy kullanmasında etkili olmuştur. Tüm bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, DEM Parti seçmeninin batı metropollerinde stratejik oy kullanma davranışının 2024 Yerel Seçim sonuçları üzerinde belirgin bir rol oynadığı görülmektedir.
Genel olarak, bu üç harita Türkiye’de siyasal rekabetin sosyoekonomik ve coğrafi fay hatları boyunca derinleştiğini ortaya koymaktadır.
CHP, yüksek gelişmişlikteki ilçelerde pozisyonunu güçlendirmeye devam ederken, orta ve düşük kademe ilçelerde de etkisini genişletmiştir.
Öte yandan Cumhur İttifakı düşük gelirli ve kırsal kesimlerdeki güçlü tabanını korumuş, ancak yüksek kademe ilçelerdeki seçmeninin bir kısmını kaybetmiştir. DEM Parti ise bölgesel yoğunluğunu sürdürmesine rağmen büyükşehirlerde daralan bir seçmen profili sergilemiştir.”
