Ne kadar acı yaşarsak yaşayalım bir türlü ders almıyoruz!
Son büyük depremin üzerinden 2 yıl 9 ay geçti.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleriyle çok büyük bir felaket yaşadık.
50 binin üzerinde insanımızı beton yığınları arasında yitirdik.
Yüzbinlerce insanımız yaralandı.
Milyonlarca insan aç ve açıkta kaldı.
Depremin yaraları hala sarılamadı.
Travması ise tüm Türkiye’nin hala atlatamadığı en derin yara.
Ülkece deprem korkusuyla yatıp kalkıyoruz..
Bunca acıdan, yıkımdan ne öğrendik peki?
Hiç!..
Ders aldık mı?
Tabi ki hayır!..
***
Son dönemde Balıkesir Sındırgı sürekli sallanıyor.
Neredeyse bir aydır bir deprem fırtınası var bölgede.
17 Kasım gecesi de en büyüğü 4 olmak üzere irili ufaklı birçok depremle sarsıldı Sındırgı halkı.
Yani demem o ki; deprem bizim gerçeğimiz.
Türkiye’nin dört bir yanı deprem riski altında.
Bunu artık biliyoruz.
Bilerek yaşıyoruz.
Ve çok katlı binalarda korkarak oturmaya devam ediyoruz.
Ve çok katlı binalar, özellikle Mersin’de sıvılaşma riskinin yüksek olduğu bölgelere dikilmeye devam ediliyor.
Uzmanların uyarılarını kimse dinlemiyor!..
***
Mersin, konut satışında yıllardır ilk beşte yer alıyor.
Yabancıya konut satışındaysa hep üçüncü sırada.
Merak ediyorum; acaba kaç kişi konut satın alırken zemin etüdü soruyor?
Acaba kaç kişi yapı güvenlik belgesi istiyor?
Acaba kaç kişi zeminin sağlamlığını araştırıyor, sorguluyor?
Onca uyarıya karşın, zemini gevşek, sıvılaşma riski çok yüksek sahil kesimine neden hala çok katlı binalar dikiliyor?
Bunca acı, bunca korkuyla yüzleşen insanlar neden hala ısrarla buralardan ev satın alıyor ya da kiralıyor?
***
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, son uyarısını geçen hafta yaptı.
Sosyal medya platformu X hesabından yine, yeni, yeniden uyardı.
Hem de “UYARIYORUM” başlığıyla.
Olası bir depremde yıkılma riski yüksek binaların bulunduğu birçok il ve ilçeyi sıraladı uyarısında..
Bunlar arasında Mersin de var, komşumuz Adana da..
Bakın ne diyor Prof. Ercan; sıraladığı kentler için:
“Sulak, gevşek, birinci derece verimli tarım alanlarına dikilmiş olan çok katlı dikintiler deprem sırasında sarsıntıyı üçle beş kat büyüterek yapıyı hoplatacak, ayrıca rezonansa gelerek aşırı çalkalanacak, buna dayanamayanlar göçme ile karşı karşıya kalacaktır. Lütfen bu gibi yerlerden konut satın almayın, ayrıca kiraya tutmayın. İlgilendiğiniz yapının YER-YAPI GÜVENLİK BELGESİNİ isteyiniz. Olumsuz ise vazgeçiniz. Depremler ile sarsıntılarda yaşamak için SAĞLAM YERDE, SAĞLAM YAPI."
Prof. Ercan, 6 Şubat depremleri sonrasında Mersin’de katıldığı bir konferansta da aynı uyarıyı yapmıştı.
O günden bu güne ne değişti?
Hiç!..
Deprem dayanıklı kent için bir adım ileriye gidebildik mi?
Hayır!..
Deprem bilincini içimize sindirip yaşamımızı ona göre şekillendirdik mi?
Bilinç tamam da koşullar el vermezse ne yapsın insanlar?