Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

DİLDE VAR, ELDE YOK!..


2.12.2025

Mersin için çok sık olarak kullandığımız “sahipsiz kent” deyimi dillerimizde pelesenktir.

    Nedeni ise basittir.

    Şehir yıllardır çok “kötü” yönetiliyor.

    Hem de olağanüstü kötü.

    Bu nedenle küçük sorunlar bile büyüyor, içinden çıkılmaz dev sorunlara dönüşüyor.

    Kısacası yöneten beyinler bu şehrinde, sorunlarında  gerisinde kalıyor doğal olarak.

    Yıllarca hep böyle gidince koca Mersin sorunların pençesinde kıvranıyor, boğuluyor, belini doğrultamıyor.

    Ekonomisinden, sporuna, sosyal yaşamından, sanatına, doğasına, sporuna dibe vuran bir şehir oluyoruz haliyle.

    Son yirmi beş yıldır sürekli bir gerileme içerisinde hep cepten yiyerek yaşıyoruz.

    Geldiğimiz nokta ortada.

    Her yönü ile standartları yerlerde sürüklenen bir kentin yaşayanlarıyız ne yazık ki.

    Hal böyleyken;

    Bu şehri yönetenleri dinliyoruz, okuyoruz aklımız duruyor, kendimizden şüpheye düşüyoruz.

    Bu beyefendilere göre bu şehir şahlanıyor.

    Bir numara oluyor.

    Harikayız.

    Şahaneyiz.

    Markayız.

    Dizi dizi inci, güzellikte birinciyiz.

    Herkesler bizi kıskanıyor.

    Şehir halkı olarak memnuniyetlere garkoluyoruz.

    Nu minvalde masturbasyon çekip duruyor yandaşlar, yoldaşlar.

    Gazeteler hep pembe.

    TV’ler, radyolar mesut, bahtiyar çalgı da çengide kafalar.

    Gerçekler öyle değil diyenler ise küstürülmeye, sindirilmeye, yalnızlaştırılmaya çalışılıyor aynı kafalarca.

    Siyaset gömleğinin çıkarlarının kent yaşayanının haklarından daha öne çıkarılması, yandaş-yoldaş yalakalığının hakimiyeti normal yaşam biçimi haline getiriliyor.

    Öngörüsüz, çapsız, yetersiz insanların yönetim biçiminin değil de, hangi partili olduğunun tartışılması bayağılığı ile bir yere varmamız söz konusu olamaz, olamıyor da.

    Düşünün ki sayfalar dolusu yazı konusudur şehrimizin içinde bulunduğu durum.

    Tok gözlülerin değil ama aç gözlülerin bu şehirde kral olmasının sebepleri üzerinde tartışmamız gerekirken “ekmeğime bakarım” diyenlerin gazeteci ve belediye meclis üyesi olmaları ilginçlikten de öte korkutucu ve gelecek adına endişe verici bir olgudur bugün.

    Demem o ki;

    “Anamızı öpen kadı” meselinin vücut bulmuş halidir bu şehir.

    Umutsuzluk, bıkkınlık hakim bu kentin her yerine.

    Fazla yazmayıp, kısa kesmem bu yüzdendir.

    Ben az söyleyeyim, siz çok anlayın gari..

    **

    Sevdiğim laflar.

   “FAZLA MAL BU DÜNYADA GÖZ ÇIKARMAZ,

   AMA CEHENNEME KÜTÜKTÜR!.”

ARŞİV YAZILAR