Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

KEŞMEKEŞ!..


13.11.2025

Ya da siyaset dünyamız Mersin gibi.

    İçinden çıkılması mümkün görünmeyen bir karmaşanın, keşmekeşin içerisindeyiz hep beraber.

    “Nasıl yani” derseniz;

    Silifke caddesine giriyorsunuz mesela;

    Trafik yürümüyor.

    İlerlemek mümkün değil.

    Yan yollara girmek için rallici yeteneklerine sahip olmanız bile yetmeyebilir bu keşmekeşlik içerisinde.

    Geri dönmek zaten imkansız.

    Biraz bakımsız olan araçların su kaynatıp, yolda kaldığını anlatıyor bölge esnafları.

    Kilitlenip kalan cadde trafiğinden en çok muzdarip olan yine bölgenin esnafları.

    Müşteri kaybettiklerinden yakınıyor büyük çoğunluğu.

    Tek sorun sadece araç trafiği de değil.

    Yaya trafiği de aynı durumda.

    Yürümek mümkün değil caddede.

    Kaldırım işgalini abartan  bazı esnaflarda yaşanan bu sıkıntının bir parçası aslında.

    Ama kimse burnundan kıl aldırmıyor.

    Herkes sadece şikayetçi.

    Zabıta yok.

    Trafik polisi yok.

    Sorumsuz esnaf çok!.

    Sorumsuz sürücü daha çok!.

    Hal böyleyken;

    İstiklal Caddesini  tek yöne çevirerek tamamen işlevsizleştiren ve bölge trafiğini  düğüme çeviren bir büyükşehir belediyemiz var üstüne üstlük.

    Girsen çıkamıyorsun, çıksan giremiyorsun vaziyetlerindeyiz.

    Siyaset dünyamızda aynen bizim Silifke caddemiz gibi.

    Her sayın siyasetçimizin her konuşması deprem etkisi yaratıyor.

    Ne kadar aklı erik kıvamında siyasetçisi, siyaset bilimcisi, analizcisi, işe yararı, yaramayanı varsa sabah akşam televizyon ekranlarında “sayın siyasetçimiz ne demek istedi?, şimdi ne olacak?” diye kendi sordukları sorulara cevap arayıp, bizim  kafamızı şişiriyorlar.

    Şimdiye kadar aynı sonucu çıkaranları hiç görmedim ki; incelenmeye muhtaç bir toplumsal vakadır bu durum.

    Her lafa ayrı bir mana katıp, ayrı bir niyet çıkarmakta üstlerine yok.

    Arada olan “iki fikir duyayım da, zihnim açılsın” diyen “mecburcu” televizyon izleyicilerine oluyor.

    Vatandaşın kafası karışıyor, psikolojisi yerinde duramıyor, ya eşiyle tartışıyor, ya da önüne gelene kafa atıp arbede çıkarıyor.

    Sonra aynı ekranlarda, aynı konuşmacılar “şiddet olayları neden arttı” diye tartışıyorlar.

    Bütün memleket Mersin, herkes Mersinli sanki;

    Tersine tersine gidiyoruz.

    Nereye kadar bilinmez.

    Hayırlısı deyip bekleyelim gari.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    ÇOBAN YOLU KAYBETTİĞİNDE SÜRÜNÜN BUNDAN HABERİ OLMAZ!...

ARŞİV YAZILAR